1465’te yapılmış olan Mavi Cami (Mescid-i Kabud) geçirdiği birçok depremden sonra yıkılmış ve harabe haline gelmişti. Günümüzde iyi bir şekilde restore edilmiştir. Camideki çiniler güzelliğini korumakta ve bu camiye “İslam’ın Turkuvazı” adının verilmesini haklı çıkartmaktadır. Caminin duvarlarına “Allah” adı, mavi çinilerle Arap harfleriyle yazılmış ve bu yazı çeşitli şekillerde tekrarlanmıştır. Bunların 1001 tane olduğu söylenir.
Camiye 17 metre yüksekliğindeki büyük bir girişten giriliyor. Daha sonra geniş bir alan sunan ana yapıyı göreceksiniz. Giriş kapısının kolonlarında “Allah, Muhammed ve Ali” isimleri duvarcılık ustalığının çok güzel bezeme örnekleri ile işlenmiş durumdadır.
Caminin girişine göre arka tarafta bulunan küçük odayı görmeden geçmeyin. Burası, Karakoyunlu Şahları’nın özel namaz kılma mekanıydı. Bu mekanda duvarların alt bölümleri mermer, üst kısımları ise altın ve lapis taşlarıyla işlenmişti.
Karakoyunlu sultanlarından Cihan Şahın türbesi birkaç basamakla inilen mahzen gibi bir yerdedir.
Mescid’in bahçesi “Khagani Bahçesi” diye bilinir. Burada 12. yüzyılda yaşamış olan ünlü Azeri şairi Afzaladdin Bedel Khagani’nin bir heykeli var. Bu heykel ve civarındaki park bölümü hem yerli hem de yabancı turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.
