İran’da sayıca en kalabalık olan etnik grup Farslar’dır ve Fars dilini konuşurlar. 652’de İrani Pars devletinin Araplar tarafından yıkılmasından sonra 13 asır süresince İranda Fars kökenli sadece iki devlet ortaya çıkabilmiştir. Bunlar: Pehlevi Devleti ve İran İslam Cumhuriyetidir.
Dil : Farsların dili, Farsça’dır. Farsça, Güneybatı İrani dil ailesinden gelir ve kendisine en yakın dil olan Tacik diliyle akrabadır. İran’da eskiden konuşulan Pehlevi ve Orta Farsça dilleri, günümüz Farsçasının kökenini oluşturmuştur. 11 ve 12. yüzyıllarda Doğu İran ve merkez bölgelerinde ortaya çıkmış olan Yeni Farsça, zamanla İsfehan ve Şiraz’da yayılmış ve gelişmiştir. Yeni Farsçanın edebiyat dili olarak Arapça’nın yerini alması Sasaniler dönemine rastlar. Bu dönemde gelişen Fars dili, Şirazlı Hafız ve Şirazlı Sadi gibi sanatçıların elinde dünya çapında şaheserler meydana getirmiştir.
Farsça, Gazneliler’de, Selçuklular’da Osmanlı Devleti’nde, ve ayrıca Moğol hükümdarları döneminde Hindistan’da edebiyat ve şiir dili olmuştur. Bu gelişime rağmen Farsçanın konuşma dili ile yazı dili arasında farklılıklar olduğu ve bu farklılığın kültürün gelişimini engellediği öne sürülmektedir.
Selçukluların yükselişleri döneminde Farsça, Anadolu’da gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Osmanlı döneminde okullarda tasavvuf ve şiir dili olarak Farsça öğretiliyordu. Osmanlı Sultanları çok iyi derecede Farsça konuşurlardı.
Bu dönemde ilginç olan bir olay yaşanmıştı: Etnik olarak Azeri olan ve Azerice konuşan Şah İsmail ile Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim mektuplaşıyordu. Şah İsmail, İranlı olduğu halde Türkçe yazıyor, Yavuz Selim ise Türk kökenli olduğu halde mektuplara Farsça cevap veriyordu. Bu iki büyük kişiliğin neden karşı tarafın dilini kullandığını yorumlamayı size bırakıyoruz.
Farsçanın bir lehçesi olan Dari dili 1936’ya kadar Afganistan’ın resmi diliydi. Bu dil, günümüzde Afganistan’ın iki resmi dilinden biridir.
Farsça, devlet tarafından tam olarak desteklenmekte, eğitimde, radyo – TV yayınında ve gazetelerde kullanılmaktadır. Devlet işlerinde Farsça kullanılması mecburidir. Yerel diller, devlet işlerinde kullanılamaz.
Farsça dili, Arap alfabesinin kabul etmeden önce, Arami, Mani, İbrani, Pehlevi, Yunan ve Hint alfabeleriyle de yazılmıştır. 20. yy.da Latin harflerine geçilmesi fikri ortaya atılmış; ama bu öneri taraftar toplayamamıştır.
Günümüz Türkçesinde Farsça kökenli kelime sayısının 6 bin civarında olduğu bilinmektedir. Günümüzde Farsça, basitleştirilmiş bir Arap alfabesi ile yazılıyor. 32 harfli bu alfabeyi okumanın ve yazmanın Arap dilindeki kadar zor olmadığı söyleniyor.
Farsça öğrenmek isteyenler için Ankara ve Istanbul’da bulunan Farsça Öğretim Merkezleri her dönemde kurslar düzenliyor.
İran’daki kahvehanelerde Firdevs’in Şahnamesi’nden parçalar okunması bir gelenektir. Bu gelenek sayesinde dilin halk arasında gelişimi hızlı olmuş, halkın edebiyat zevkinin gelişmesinde ve estetik kaygılar taşımasında önemli bir etken olmuştur.
Farsların çoğunluğu 12 İmamlı Şii inancını benimser. Farslar, eski dinleri olan Zerdüştlük dinini, Arap işgali altında zorla değiştirerek İslam dinine geçmişlerdir. Azeri sultan, Şah İsmail’in İran’ı ele geçirmesiyle Fars kitleler 12 İmamlı Şiilik yerine Kızılbaşlığı (Aleviliği) kabul etmeye zorlanmış, ancak bunda başarılı olunamamıştır. Müslüman olmayan Farslar Bahai, Zerdüşti veya Musevi dinindendir.