Ulusal Mücevherler Müzesi, Ferdovsi Caddesindeki Bank Melli’nin arkasında Alman Elçiliğinin karşısındadır. Mücevher uzmanlarına göre dünyadaki en değerli mücevher kolleksiyonu buradadır. Buradaki taşların tarihi yüzlerce yıl geriye gider ve her bir değerli parçanın birçok savaşa neden olduğu buradaki yazıtlarda yazılıdır.
1738 yılında Nadir Şah Afşar’ın Hindistan seferi sırasında kendisine para ve içinde Derya-yı Nûr (Nur Denizi) ve Kuh-i Nûr (Nur Dağı) elması bulunan hediyeler sunulmuştu. Bunlardan Kuh-i Nûr elması daha sonra birçok el değiştirmiş ve şimdi Londra’da Tower of London’da sergilenmektedir.
Nadir Şahın tahtı
Burada sergilenen taht, Nadir şah Tahtı olmasına rağmen Nadir şah ile bir ilgisi yoktur. Tahtın, 1798 – 1834 yılları arasında yaşanan Fetih Ali şah dönemine ait olduğunu gösteren kanıtlar çok. Örneğin tahtın oturma yerinin etrafındaki yazıtta, tacın yapılmasında Fetih Ali Şahın etkili olduğu sonucu çıkartılabilecek bilgiler vardır. Fetih Ali Şahın, bu tahtı krallığının ihtişamını hem yerli hem de yabancı misafirlerine göstermek için yaptırmış olması büyük bir olasılıktır. Bu amacı gerçekleştirmek için 12 ayrı panelde toplam 26.733 adet degerli taş kullanılmıştır. Bu taht, Muhammed Rıza Pehlevinin taç giyme toreninde de kullanılmıştır.

Elmaslı Taç
Bu taç, Rıza Han ve Şah Rıza Pehlevi tarafından kullanılmıştır. Altın ve gümüş kullanarak yapılmış, elmaslar, zümrütler, safirler ve inciler kullanılarak süslenmiştir. Kumaşı ise kırmizı kadifedir. Tacın dört yanında da elmaslardan yapılmış birer panel bulunur. Tacın yapısı Sasani krallarının tasarımlarına benzer. Tacın ön yüzünde bulunan güneş deseninin ortasında çok büyük bir sarı elmas bulunur. Taçtaki taşlar şunlardır :
Elmas : 3.3380 adet – 1.144 karat
Zümrüt : 5 adet – 199 karat
Safir : 2 adet – 19 karat
İnci: 368 adet – mükemmel eşleştirilmiş
Tacın toplam ağırlığı 2.080 gram
Bu taç, Kacar Sultanlarının taç giyme törenlerinde kullanılmıştır. Ayrıca Pehlevi hanedanının sultanları olan Rıza Hanın 25 Nisan 1926 tarihindeki ve Rıza Pehlevinin 26 Ekim 1967 tarihindeki taç giyme törenlerinde kullanılmıştır.

Mücevherler Küresi
Bu kürenin işlenmesine 1869 yılında Nasreddin şah döneminde başlandı. İbrahim Mesihi ismindeki bir taş ustasının yönetiminde bir grup İranlı taş ustası bu küreyi Iran hazinesindeki parça taşları kullanarak yapmaya başlamıştır. Bu kürede kullanılan toplam altın miktarı 34 kilo ve değerli taş ağırlığı 3 kilo 656 gramdir. Kullanılan toplam taş miktarı 51.366 adettir. Dünya haritasınin değerli taşlarla çizildiği bu kürede denizler zümrüt ve karalar yakut ile gösterilmiş. Güneydoğu Asya, İran, İngiltere ve Fransa, elmaslarla işlenmiş. Hindistan ise pastel renkli yakutla belirlenmiş. Merkez ve Orta Afrika safir ile kaplanmış. Ekvator çizgisi ve öteki coğrafi hatlar elmas ve yakutla çizilmiş durumda. Kürenin çapı 66 cm ve üzerine oturdugu kaide, ahşap üzerine altın kaplamadır ve değerli taşlarla kaplıdır.

Tavus Kuşlu Taht – (Güneş Tahtı)
Fetih Ali şah zamanında ve Fetih Ali Şahın emri ile İsfehan valisinin denetiminde bu taht, altın ve parça taşlar kullanılarak imal edilmiştir. Tahtın sırt dayanacak bölümünde kullanılan güneş deseni nedeniyle “Güneş Tahtı” diye isimlendiren de vardır. Fetih Ali Şah, yeni evliliğini Tavus Tacoduleh ile yapınca bu tahta “Tavus Tahtı” ismi verilmiştir. Bazı araştırmacılar bu tahtın Hindistan’dan kaçırılmış ünlü Tavus Kuşlu Taht olduğunu iddia etseler de gerçekte bu taht, orada sözü edilen orijinal taht değildir. Tahtın üzerindeki yazıtlar mavi mine ile ve altın zemin üzerine işlenmiştir. Taht, 1981 yılına kadar Gülistan Sarayında teşhir edilmiş, 1927 yılından beri şimdiki yeri olan Ulusal Mücevherler Müzesinde sergilenmektedir.

Derya-i Nur (Işığın Denizi) Elması
Bu ünlü elmas, dunyanın en büyük pembe elmasıdır ve bu müzedeki en değerli parçalardan birisidir. ılk once Nadir şahın torunu Şahruh Mirza’ya miras kalmıştı. Daha sonra Zend ve Kacar hanedanına geçmiştir. Kacar sultanlarından Nasreddin şah, bu elmasın Kurus’un tacını süsleyen elmaslardan birisi olduğuna inanırdı.
Bu elmas, 182 karat ağırlıktadır ve soluk pembe renklidir. Çerçevesinde 457 adet pırlanta ve 4 adet yakut bulunur. Derya-i Nur elmasınin aslında 242 karat ağırlığındaki daha büyük bir elmasın bir parçası olduğu ve bu taşın ikinci parçasının gene bu müzede bulunan başka bir taş olduğunu öne sürenler de vardır. Ünlü gezgin Tavernier 1642 yılında yaptığı doğu gezisinde bu tip bir elmasın varlığından söz etmişti.
